로딩 중
0 영어 - 터키어
The
Belirli bir şeyi veya kişiyi belirtmek için kullanılan belirli artikel., Özel isimlerde, belirli bir grup veya kavramı ifade etmek., Bir grup veya kategoriyi genel bir şekilde ifade etmek., Bir nesnenin veya durumun diğerlerinden ayırt edilmesi.
매우 흔한
0 - 100
Be
Olmak, Yer almak, Hâlinde olmak, Sahip olmak, Varlık göstermek
매우 흔한
0 - 100
Of
Ait olmak (of), bir miktar, bazı (of), hakkında (of), tarafından (of), için (of)
매우 흔한
0 - 100
And
Ve, ile, hem... hem de..., veya, ama
매우 흔한
0 - 100
A
Bir (indefinite article), A (as in grade or rating), A (as in 'one' or 'single'), A (as a musical note), A (as in a unit of measurement, Ampere)
매우 흔한
0 - 100
Is
Dır / dir / dır / dir, var, olmak, bulunmak, şu anda
매우 흔한
0 - 100
Sahip olmak, Yapmak, Geçirmek (bir durumu veya olayı), Zorunda olmak, Kendine ait olmak (bir özellik veya nitelik), Bir şeyi yapma deneyimi
매우 흔한
0 - 100
It
O, Bu, Şu, Bu durum, O şey
매우 흔한
0 - 100
I
Ben, Bana, Benim, Ben kendim
매우 흔한
0 - 100
You
Sen, siz, sizin, senin
매우 흔한
0 - 100
He
O, O adam, O kişi
매우 흔한
0 - 100
Ile, birlikte, ile birlikte, bir şeyle, ile birlikte olarak
매우 흔한
0 - 100
Do
Yapmak, Gerçekleştirmek, Yerine getirmek, Elde etmek, Yardım etmek, Kılmak
매우 흔한
0 - 100
At
De/da (location), üzerinde (positioning), sırasında (time), gibi (comparison), yönünde (direction), karşısında (opposition)
매우 흔한
0 - 100
Are
Dır, var, olmak, bulunmak
매우 흔한
0 - 100
Not
Değil, Hayır, Yok, Olumsuz
매우 흔한
0 - 100
Bu, Bu şey, Bu durumda, Bu nedenle, Buna göre
매우 흔한
0 - 100
But
Ama, Fakat, Ancak, Lakin, Yine de
매우 흔한
0 - 100
Den, İtibaren, Tarafından, Uzaklıkta
매우 흔한
0 - 100
Onlar, Onlar (belirsiz bir grup için), Şunlar (uzak bir grup için), Onlar (belirli bir grup için)
매우 흔한
0 - 100
She
O, Kız, Kadın, Hanım
매우 흔한
0 - 100
Or
Veya, ya da, yoksa, ya
매우 흔한
0 - 100
Was
Olmak (geçmiş zaman), var olmak (geçmiş zaman), geçmişteki bir durumu belirtmek, daha önceki bir durumu ifade etmek
매우 흔한
0 - 100
Hangi, hangisi, hangi ... ise
매우 흔한
0 - 100
We
Biz, Bizim, Bize, Bizler
매우 흔한
0 - 100
An
Bir, Herhangi bir, Bir tane
매우 흔한
0 - 100
Say
Söylemek, Demek, Açıklamak, İfade etmek, Söz etmek
매우 흔한
0 - 100
Olurdu, isterdim, yapardım, gerekirdi, sağlarım
매우 흔한
0 - 100
Can
Yapabilmek, İzin vermek, Yapmak (bir şey yapabilmek için öneri), Konserve kutusu, Kullanmak, tüketmek
매우 흔한
0 - 100
If
Eğer, Olursa, Şayet, Eğer ki
매우 흔한
0 - 100
Onların, Onlarınki, Onların olan
매우 흔한
0 - 100
Go
Gitmek, Devam etmek, Geçmek, Yürümek, Başlamak, Kaçmak
매우 흔한
0 - 100
Ne, Nedir, Ne kadar, Hangi, Ne biçim, Ne yapmalıyım
매우 흔한
0 - 100
Get
Almak, Elde etmek, Anlamak, Ulaşmak, Başlamak, Hastalık kapmak, Olamak
매우 흔한
0 - 100
Yapmak, Oluşturmak, Elde etmek, Başarmak, İmal etmek, Zorlamak
매우 흔한
0 - 100
Who
Kim, Kimi, Kimse
매우 흔한
0 - 100
Out
Dışarı, Dışında, Yok, Açık, Belli, Dışarıda
매우 흔한
0 - 100
See
Görmek, Görüşmek, Anlamak, İzlemek, Bakmak
매우 흔한
0 - 100
Bilmek, tanımak, farkında olmak, öğrenmek, bilgisi olmak
매우 흔한
0 - 100
Zaman, Vakit, Dönem, An, Süre, Saat
매우 흔한
0 - 100
Almak, Götürmek, Almak (sınav, test vb. için), Çekmek, Kabul etmek, Süre almak, İkna etmek
매우 흔한
0 - 100
Onlar, Onları, Onlar için
매우 흔한
0 - 100
Bazı, Biraz, Birkaç, Bir takım, Kimi
매우 흔한
0 - 100
Yapabilmek, Mümkün olmak, Öneri (yapmak), İhtimaller, İzin istemek
매우 흔한
0 - 100
Him
O, O (onu, ona), Onun
매우 흔한
0 - 100
Yıl, Yıl dönümü, Yılbaşı, Yıl (yaş)
매우 흔한
0 - 100
İçine, İçinde, Hakkında, İçine alma, Üzerine
매우 흔한
0 - 100
Its
Onun (cansız varlıklar veya hayvanlar için), Ona ait (bir nesne veya durum için)
매우 흔한
0 - 100
O zaman, O halde, O zamanlar, Sonra
매우 흔한
0 - 100
Düşünmek, Sanmak, Kafasında tasarlamak, Zihin yürütmek, Anlamak
매우 흔한
0 - 100